Bir üniversitenin Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddete dikkat çekmek için etkileyici bir sergi düzenliyor. Sanatçı, şiddet mağduru kadınları temsil eden 40 portreden oluşan koleksiyonunu Ankara'da sanatseverlerle buluşturacak. Sergi, hem şiddetin acımasızlığını, hem de mağdurların direncini gözler önüne seriyor.

Sessizliğin Sesi: Bir Sanat Projesi

Sanatçı, 1990'lı yıllardan bu yana kadına yönelik şiddete karşı farkındalık yaratmak için resim çalışmaları yapıyor. Daha önce "Kadının Adı Yok" ve "Etkisiz Eleman" adlı sergiler düzenleyen sanatçı, bu yeni çalışmasında şiddet gören kadınları temsil eden portreler kullanıyor. Pastel boya ve karışık tekniklerle oluşturulan 37 kadın portresinin yanı sıra, 3 erkek portresi de sergide yer alıyor. Sergi, kadınların yaşadığı sorunları ve şiddetin farklı boyutlarını ele alıyor. Sanatçı, eserlerinde kadınların gözlerini bazen kasıtlı olarak görmezden geldiğini belirterek, şiddetin kadınların dünyasını nasıl kararttığını vurguluyor. Bu seçim, şiddete maruz kalan kadınların yaşadığı travmayı ve umutsuzluğu etkili bir şekilde yansıtıyor.

Şiddetin Yüzü: Portrelerin Anlamı

Sanatçı, eserlerinde kadınların yaşadığı sorunları, kadına yönelik şiddeti ve hikayelerini portreler aracılığıyla anlatmayı amaçlıyor. Portreler, kadınların sesini, ruhlarındaki acıyı ve şiddetin izlerini taşıyor. Tuval üzerindeki betimlemeler, izleyicilerle etkileşim kurarak, şiddetin gerçekliğini gözler önüne seriyor. Sanatçı, özellikle kadınların gözlerine odaklanarak, onların iç dünyalarını yansıtmaya çalışıyor. Bazı portrelerde gözlerin olmaması, kadınların artık bazı şeyleri görmezden gelme ihtiyacını sembolize ediyor. Bu dokunaklı eserler, izleyicilerin şiddete karşı daha duyarlı olmalarını hedefliyor.

Zıtlıkların Buluşması: Oksimoronun Gücü

Serginin adı olan "Sessizliğin Sesi", oksimoron kavramından esinlenerek seçilmiş. Sanatçı, sessizliğin içindeki sesi, kadınların yaşadığı sessiz çığlığı duyurmayı amaçlıyor. Sergide, kadın ve erkek portreleri birlikte sergilenerek, cinsiyetler arasındaki zıtlıklar ve şiddetin toplumsal boyutları vurgulanıyor. 10 santimetrekarelik çiniler üzerine yapılan küçük kadın portreleri de serginin çeşitliliğini artırıyor. Sanatçı, 2021 yılından beri bu konuya odaklanmış ve detaylı araştırmalar yaparak bu sergiyi ortaya çıkarmış. Sergi, şiddete karşı mücadele çağrısı yaparak, izleyicileri düşünmeye ve harekete geçmeye davet ediyor.

Sergi, bir ay boyunca ziyaretçilere açık kalacak.