Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ardahan'daki il kongresinin ardından yaptığı konuşmada, dünya ekonomisinin pandemi sonrasında hala eski performansına ulaşamadığını vurguladı. Ardahan Valiliği ziyaretinde, tören mangasınca karşılanan Yılmaz'a bir çocuk tarafından çiçek takdim edildi. Vali Hayrettin Çiçek ise Yılmaz'a Damal Bebeği hediye etti. Yılmaz, Ardahan iş dünyasıyla da bir araya geldi. Ardahan Üniversitesi'ndeki toplantıda yaptığı konuşmada, küresel ekonominin düşük büyüme ve ticaret hacmiyle mücadele ettiğini, savaşlar ve jeopolitik gerilimlerin bu durumu daha da kötüleştirdiğini belirtti. Bloklaşmaların artması ve korumacılığın yükselişi, yeni bir dünya düzeni yarattı. Türkiye'nin bu yeni düzene uyum sağlaması gerektiğini vurguladı. Ülkenin 2023 depreminin yaralarını sarmaya çalışırken, enflasyonla mücadeleyi en öncelikli konu olarak gördüğünü ekledi.
Dünya Ekonomisindeki Zorluklar
Yılmaz, dünya ekonomisinin yaşadığı zorlukları detaylı bir şekilde açıkladı. Pandemi sonrası iyileşmenin nispi olduğunu, ancak tarihi ortalamaların altında seyrettiğini ifade etti. Bölgesel çatışmaların ve artan bloklaşmaların küresel ticareti olumsuz etkilediğini, korumacı politikaların güçlendiğini belirtti. Bu durumun, ülkelerin ekonomik stratejilerini yeniden gözden geçirmesini gerektirdiğini vurguladı. Türkiye'nin de bu yeni gerçeklere göre kendini konumlandırması gerektiğini söyledi. Deprem felaketinin yaralarının sarılması ve enflasyonla mücadele, Türkiye'nin en önemli öncelikleri arasında yer alıyor.
Enflasyonla Mücadele ve Yapısal Reformlar
Geçen yıl yüzde 44 olan enflasyonun, Ocak ayında diğer aylara göre biraz daha yüksek, ancak geçen yılın Ocak ayına göre daha düşük olacağını tahmin ettiklerini açıkladı. Şubat ayında yıllık enflasyonun yüzde 40'ın altına, yıl sonuna doğru ise yüzde 20'lere düşmesini beklediklerini belirtti. 2026-27 hedeflerinin ise tek haneli enflasyon olduğunu vurguladı. Yılmaz, enflasyonun düşmesiyle birlikte sosyal konut projelerine, gıda arzının artırılmasına, enerji bağımsızlığının güçlendirilmesine ve lojistik altyapının iyileştirilmesine odaklanacaklarını dile getirdi. Bürokrasiyi azaltıcı tedbirler, teknoloji politikaları ve insan kaynakları yönetimi konularında da reformlar yapacaklarını söyledi. Bu reformların amacının, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme sağlayarak sosyal refahı artırmak olduğunu ifade etti.
Ekonomik Göstergelerde İyileşme
Yılmaz, Türkiye ekonomisinin olumlu göstergeler sergilediğini de belirtti. İhracatın 262 milyar doları, turizm gelirlerinin 61 milyar doları aştığını, ithalatın azaldığını ve cari açık oranının yüzde 1'in altına düştüğünü açıkladı. Rezervlerin 167 milyar doların üzerinde tarihi bir seviyeye ulaştığını, bütçe açığının depremin etkilerine rağmen milli gelire oranla yüzde 5'ler civarında kaldığını ve 2025'te bu oranın daha da düşeceğini belirtti. Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin notlarını artırdığını ve ülke risk priminin düştüğünü vurgulayarak, dış finansman ihtiyacının azaldığını ve risk göstergelerinin iyileştiğini açıkladı. Yılmaz'ın açıklamaları, Türkiye ekonomisinin geleceğine dair umutlu bir tablo çiziyor.
Dinçer AKTEMUR/ARDAHAN